Yapay zekâ teknolojileri iş dünyasında önemli değişimlere neden oluyor. Büyük teknoloji şirketleri, yatırımlarını geri kazanma çabasıyla yapay zekâ sistemlerini çalışan sayısını azaltma aracı olarak görmeye başladı.
OpenAI CFO’su Sarah Friar, şirketin sunduğu hizmetlerin değerine göre fiyatlandırma yapılacağını belirtti. Yeni dört haneli fiyatlandırma planları ile yapay zekanın sağladığı katkılar karşılığında adil bir bedel alınması gerektiğini vurguladı. Friar, bir sanal asistanın bir avukatın işini kolaylaştırabileceğini, akademisyenlere yardımcı olabileceğini ya da seyahat planlaması gibi basit görevleri yerine getirebileceğini söyledi. Bu, işletmelerin neden yeni personel alımı yapması gerektiğini sorgulamasına yol açtı.
Microsoft da benzer bir yaklaşım sergiliyor. Yapay zekâ teknolojilerinin çalışan alımlarını yavaşlatmaya veya durdurmaya olanak tanıdığını ve işten çıkarmaların ardından üretkenliğin sürdürülebileceğini savunuyor. 2023 yılında BT CEO’su Philip Jansen, yapay zekanın 10.000 çalışanın yerini alabileceğini ifade etti.
Geçmişte yapay zekâ teknolojilerinin çalışanların verimliliğini artıracağına dair söylemler yaygındı. Ancak günümüzde bu söylemler yerini iş gücünü azaltma stratejilerine bıraktı. Elon Musk, yapay zekanın gelecekte iş gücünü tamamen ortadan kaldırabileceğini söylemişti. Şimdi ise OpenAI ve Microsoft gibi devler, yapay zekanın iş gücünü nasıl azalttığını açıkça dile getiriyor.
Teknoloji devleri yapay zekâ yatırımlarını geri kazanmak için stratejilerini değiştiriyor. Bu durum işletmelerin personel ihtiyacını sorgulamasına ve yapay zekanın iş dünyasındaki rolünün daha fazla tartışılmasına neden oluyor.