Değerli Dostlar,
Bugüne kadar Pardus üzerine destekleyici olarak bir çok kurulum makalesi ve uygulama testleri ile alakalı denemeler yaptık. Netice itibari ile çekirdeğinde Debian olduğu için Pardus bizim bir çok isteğimize cevap verebiliyor fakat bizim sorumuz şu.
Pardus neden bir türlü istenildiği gibi yaygınlaşamıyor ?
Bu konuyu çözmek için aslında hikayemize en baştan başlamak gerek. İstatistiklere göre şuan dünya genelinde en çok kullanılan işletim sistemi olan Windows yayın hayatına 1990’lı yılların başında masaüstü sistemlerini kolaylaştırmak ve kullanıcıların klavye mouse gibi çevre birimleri ile bireysel yada ticari işlerini hızlıca yapabilmesi için tasarlandı. Gelişen teknolojiler ile Windows XP , Windows 7 ve günümüzde kullanılan Windows 10 açıkcası mükemelliyetçi bir yaklaşım ile pazarda büyük bir pay sahip oldu. 2000’li yılların başında ise Microsoft kurumsal yapılar için Windows Server ailesini piyasaya sürdü ve işletmelerin ihtiyaçlarına cevap vermek için atılımlar yaptı. 2003 yılında ise Windows Server 2003 çıktığında işletim sisteminin amacı güvenlik yada stabil çalışma değil bir şekilde kapanmadan ayakta kalmaktı. ( Aynı zamanda bu dönem kilo ile hacking işlerinin yapıldığı dönemdir )
2008 yılına gelindiğinde ise yine Microsoft masaüstü piyasasında hakimiyetini kurmuş fakat sunucular tarafında istediği randımanı alamamıştı. ( Aynı yıl çıkan Windows Server 2008 , abisi olan 2003’e göre nisbeten daha güvenlidir )
Teknoloji böyle ilerlerken Unix / Linux tarafı ise kurumsal tarafta masaüstü sistemlerine değil sunucu sistemlerine yöneldi. Piyasada bulunan Redhat ve Suse gibi dağıtımlar piyasanın ağır abisi oldu. Büyük verileri yönetme kabiliyeti ve güvenlik ön planda olduğu için son kullanıcının bilmediği bir dünyayı, profesyoneller dünyasını kontrol etmeye başladılar.Bu süreçte büyüyen piyasa koşulları bir tarafı masaüstü yayıncılıkta uzmanlaştırırken diğer tarafıda sunucular konusunda uzmanlaştırdı.
2010 yılın başlarında Linux dağıtımları artık masaüstü tarafında söz almak için doğası gereği gönüllülerden oluşan ekiplerle çalışmalarını sıkılaştırdı fakat sistemin açık kaynak olması aynı zamanda gönüllük esasına göre çalışması temel olarak çok yararlı olsada aşağıdaki bazı problemleri bereberinde getirdi.
- Sistem açık kaynak olduğu için yüzlerce komut binlerce kütüphane oluşturuldu. Düzensiz bir ortam beraberinde profesyonel olarak kontrol edilemeyen bir yapıya dönüştü.
- Ortak bir hedef olmadığı için standart oluşmadı. Bu sayede son kullanıcılar için kaliteli uygulamalar çıkartılamadı.
- Çok farklı grafik arayüzler tasarlandı. Sistem kişilere bağlı olduğu için mahalle maçı misali top kiminse oyunu o yönlendirdi. Özgür platformun arkasına sığınarak herkes istediği gibi bir arayüz geliştirdi.
- Kurumsal tasarımlardan ziyade bireysel tasarımlar üzerinde durulduğu için ticari olarak çok büyük hedefler tuturulamadı.
- En önemlisi yakın zamana kadar hiç yol haritası olmadı.
Yukarıda bahsettiğimiz bu temel problemler neticesinde Linux masaüstü ortamlarda bir türlü istenilen hızda gelişemedi ve dünya genelinde yaygınlaşamadı.
Örneğin Almanya’da Munih belediyesi mevcut lisans maliyetlerinden kurtulmak ve özgün bir yapıya kavuşmak için 2005 yılı itibari ile Limux adında bir işletim sistemi üzerine yoğunlaştı fakat 2017 yılında büyük tartışmalar sonucunda Windows işletim sistemine göç adımları atıldı.
https://www.webtekno.com/almanya-nin-munih-sehri-linux-kullanimini-birakma-karari-aldi-h37003.html
Buraya kadar baktığımız çerçeve hep karamsar olarak görünüyor fakat durum gerçekten öyle.
Ülkemizde ise Millileşme projesi olarak Pardus işletim sistemi daha bebek olmasına rağmen diğer dağıtımlara göre ciddi şekilde ilerleme göstermektedir. Peki sorumuzu tekrar soruyoruz.
Pardus neden bir türlü istenildiği gibi yaygınlaşamıyor ?
Pardus işletim sisteminin yaygınlaşamamasının en büyük sebeplerinden biri aslında biziz. Netice itibari ile bazı kalıplaşmış fikirlerimiz ve alışkanlıklarımız mevcut. En basitinden cep telefonumuzu bile değiştirirken farklı bir işletim sistemine geçiyorsak ( IOS – ANDROID ) ön yargılarımız ve beraberinde sitemlerimiz oluyor.
Diğer bazı sebepler ise uygulamalar,
- Windows platformu için yazılmış masaüstü uygulamaları
- ERP , CRM yada Yönetim bilişim sistemleri uygulamalarının hala web tabanlı olmaması
- Örneğin tüm yerel yönetimlerin kullanması gereken bir sayfa olan ” Mekansal Adres Kayıt sistemi ( https://maks.nvi.gov.tr/yetkiliidare ) ” tamamen silverlight ile yazılmış ve internet explorer tarayıcısından başka herhangi bir tarayıcıyı desteklememesi. İnternet Explorer Pardus üzerine kurulamadığı için de bunu kullanmak zorunda olanların alternatifinin olmaması
- Oracle JAVA ve açık kaynak tarayıcıların lisans probleminden dolayı Firefox ve chorme gibi tarayıcıların JAVA üzerinde problem çıkarması. Bir çok kurumun özellikle e-imza da java kullanması.
- Özellikle açık kaynak konusunda verilen eğitimlerin , bilinçlendirmenin ve desteğin yeterli seviyede olmaması.
- En önemlisi LDAP yönetiminin Active Directory kadar fonksyonel olmaması.
Yukarıda ki tüm bu süreçlere baktığınız zaman aslında gelişmesi gereken %40 Pardus ise kalan %60’lık dilimin malesef bizler ve bizlerin geliştirdiği uygulamalar olduğunu görmekteyiz.
” Örneğin CRM yada YBS uygulamalarının tarayıcı bağımsız olarak %100 web tabanlı olarak çalışması, artık günümüzde bir standart olması gerektiğini düşünebiliriz. “
İleri ki yıllarda bir çok kırılmaların olacağını hissederek bir gün bu yazımı Pardus işletim sisteminden yazmak dileğiyle.