Google, Veri Merkezlerini Güneş ve Rüzgar Çiftliklerinin Yanına Kuracak
Google, yenilenebilir enerji ile çalışan veri merkezleri için çığır açıcı bir adım atıyor. Şirket, yapay zeka destekli veri merkezleri için güneş ve rüzgar enerjisinden faydalanacak yeni bir strateji geliştiriyor. Bu strateji, enerji şirketi Intersect Power ve yatırım firması TPG Rise Climate ile yapılan 20 milyar dolarlık bir ortaklıkla hayata geçiriliyor.
Google’ın yeni ortaklığı, ABD genelinde endüstriyel parklar olarak adlandırılan tesislerin inşasını kapsıyor. İlk tesisin 2026’da kısmen, 2027’de ise tamamen operasyonel olması planlanıyor. Bu projede yenilenebilir enerji kaynaklarına doğrudan bağlanılarak, geleneksel veri merkezlerinin enerji tüketimine bağlı çevresel etkiler azaltılacak.
Google’ın Küresel Veri Merkezi Enerji Başkanı Amanda Peterson Corio, “Yapay zeka, veri merkezi geliştirmeyi yeniden düşünmek için bir fırsat sunuyor. Elektrik talebindeki artış, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılanmalı,” dedi. Bu adım, Google’ın karbon ayak izini azaltma hedefleriyle de uyumluluk gösteriyor. Şirket, 2019’dan bu yana karbon emisyonlarında yüzde 48’lik bir artış yaşasa da, bu projeyle emisyonlarını 2030 yılına kadar yarıya indirme hedefini destekliyor.
Bu projeyle Google, yeni veri merkezleri için enerji altyapısını kendisi karşılayacak. Gerekli enerji, aynı sahada bulunan yenilenebilir enerji santrallerinden sağlanacak. Bu yaklaşım, kamu hizmeti şirketlerinin altyapı maliyetlerini azaltarak, bölgedeki diğer müşterilerin enerji faturalarının yükselmesini engelleyecek.
Tarihsel olarak veri merkezleri, yoğun nüfuslu ve enerji maliyetlerinin düşük olduğu bölgelere inşa edilmiştir. Ancak bu bölgelerde yenilenebilir enerji altyapısı için yeterli alan bulunmuyor. Google, rüzgar ve güneş enerjisinin bol olduğu bölgelerde yeni veri merkezleri inşa ederek bu sorunun önüne geçmeyi planlıyor.
Yapay zeka ile çalışan veri merkezleri, geleneksel merkezlere kıyasla daha fazla enerji talep ediyor. Google’ın, kendi enerjini getir stratejisi, yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmayı hedefliyor. Ancak tesislerin yerel elektrik şebekesine yedek güç kaynağı olarak bağlanması gerektiği için süreç bazı zorluklarla karşılaşabilir.