Depolama alanında teknoloji büyük bir ilerleme yaşıyor. Bu durumu özellikle sosyal medya üzerinde görebiliyoruz. Cep telefonlarımız, tabletler, vs… Şimdi akıllı saatler ve giyilebilir teknolojiler hayatımıza girmeye başladı. İleride ise nesnelerin interneti diye adlandırılan teknoloji evrimi ile beraber ev eşyalarımız dahi internete bağlı olup bizler ile ve diğer cihazlarla bilgi paylaşımında bulunacak. Saniyeler içerisinde internet üzerinde çok büyük miktarlarda veriler hızla paylaşılmaya başlandı ve bu durum katlanarak devam etmekte.
İş dünyası ise teknolojiye daha çok bağlı. Bir şirketin internet erişiminin kesilmesi hayal bile edilemiyor. Firma büyüklüğüne göre saatlik ya da saniyeler bazında bir erişim problemi bile firmalarda büyük bir kayıp oluşturabilmekte.
Bunun dışında firmalarda hizmetlerini daha fazla online (çevrimiçi) olarak sunmak için uğraşıyorlar. Örnek olarak bir havayolu firması müşterilerine biletlerini ve check-in (kayıt) işlemlerini internet üzerinden yapmaları için teşvik ediyor. (Ucuz bilet, öncelik hakkı, mil, vs…) Bu şekilde firmalarda operasyonel giderlerini ve personel giderlerini azaltmış oluyorlar. Daha az personel çalıştırmış olup, daha kısa sürede daha fazla talep karşılayabiliyorlar.
Devlet kurumlarını da unutmamak lazım. Ülkeler arasında olan siber savaşları da gazetelerde okuyorsunuzdur. Teknolojiye yatırım yapmayan devletler, bunu boş bir yatırım gören ülkeler büyük kayıplar veriyor ve itibarlarını da büyük oranda kaybediyorlar.
Bu teknoloji yatırımlarının içinde storage (depolama) önemli bir rol oynamaktadır. Sizlere elimden geldiği kadarıyla anlatacağım yazı serisinin sonunda temel depolama teknolojileri hakkında bilgi sahibi olacaksınız ve firma bağımlılığı olmadan depolama ürünleri, cihazları ve yazılımları hakkında belirli bir bilginiz olacak. (Netapp, EMC, vs…) Zaten model farklılığı, kullanılan arayüz ve yazılım dışında firmalarda ürünlerini genelde temel depolama teknolojileri üzerine kurmakta ve piyasaya sunmaktadır. (RAID,Cluster,Thin provision, vs…)
Şimdi mevcut bir IT altyapısında depolamanın önemini konuşalım. IT altyapısı genelde üç katmandan oluşmaktadır. Computing (İşleme), Network (Ağ), Depolama (Storage).
Computing (İşleme) alanı bizim kullanıcılarımız, müşterilerimiz, serverlarımız, veritabanlarımız, web serverlarımız, transaction (işleme) sunucularımızdır.
Network (Ağ) ise bizim Computing (İşleme) ve Depolama (Storage) arasındaki köprümüzdür. Computing alanındaki işleme gücümüz ne kadar yüksek olursa olsun eğer network altyapımız yeterli bir kapasiteye sahip değilse performans darboğazı yaşayacağızdır. Bunu bir otoyol olarak düşünebilirsiniz.
Son olarak Storage (Depolam) bizim bu serimizde konuşacağımız esas alan olacaktır. Eğer işleme gücünüz ve network altyapınız iyi olsa da, elinizdeki bilgiyi depolayacak ve ilerideki gelişmeleri düşünerek hazır olacak mevcut bir storage altyapınız yoksa yine sıkıntı yaşayacak hatta veri kayıpları yaşayacaksınızdır. Bu yüzden depolamaya IT altyapınızda gereken önemi vermeli ve ileriye dönük planlarınızda iyi düşünmelisiniz.
Depolamayı da iki başlık altında değerlendirebiliriz. Persistent (Uzunömürlü), Nonpersistent (Kısaömürlü) depolama. Nonpersistent depolamayı volatile (uçucu) bilgi olarak ta düşünebiliriz. Buna örnek olarak RAM (Random Access Memory) modüllerini verebiliriz.
RAM modülleri çok hızlı ekipmanlardır. Günümüzdeki pek çok SSD (Solid State Disk) flash tabanlı diskler bile bu ekipmanlardan 1000 kat daha yavaş çalışmaktadır. RAM modüllerinin dezavantajı bilgisayarınızın elektriği kesildiğinde modülün üzerinde tutulan tüm bilgiyi kaybedersiniz.
Yazı serimiz daha çok persistent türü depolama üzerine olarak. Bu konuları anlatırken HP (High performance) ve HA (High availability) konularına da değineceğiz çünkü bu iki etken günümüzde IT altyapılarında büyük rol oynamaktadır.
İnsanlar artık küçük ya da büyük boyutlu fark etmeden dosyalarını hızlı bir şekilde internete yüklemek istiyor. Ayrıca bu dosyaları rahatlıkla paylaşabilmek ve her daim erişilebilir olmasını da bekliyor. Persistent türü olarak bahsettiğimiz depolama teknolojilerinde en klasik olan tür disk sürücüleri olacaktır. Ve diğer disk teknolojilerini teker teker ele alıyor olacağız.
Bununla beraber bulut depolamayı da unutmayacağız. Artık insanlar belirli bir miktar parayı aylık ya da yıllık gözden çıkararak (Dropbox kullanan biri olarak aylık 10 dolara 1TB depolama alanı kullanıyorum. Dilerseniz yıllık 100 dolarda verebilirsiniz.) tüm bilgilerini bulutta depolamayı tercih edebiliyorlar. Kullanılan disk türü, teknolojisi, vs. diğer etkenler sizi ilgilendirmiyor çünkü siz tüm sorumluluğu ve riski bulut depolama hizmeti aldığınız firmaya devrediyorsunuz. Sizin endişelenmeniz gereken tek konu ilgili servisin internet üzerinden erişilebilir olması. Bunu da firmalar artık %99,99999 oranında garanti ediyorlar. (Dropbox,Google Drive, AWS, vs.)
Birazda zamanda geriye gidip 1956 yılında IBM firmasının RAMAC 350 modeline internetten bakmanızı öneririm. Koca bir oda büyüklüğünde bir cihazdı ve depoladığı miktar sadece 4MB’tı. Şimdi konuştuğumuz şeylerin yanında çocukça kalıyor.
Serimizin bir sonraki bölümünde görüşmek üzere…