Haberler

Avrupalı Şirketler Neden Bulut Stratejilerini Gözden Geçiriyor?

Avrupa’daki şirketler, küresel ticaret gerilimlerinin artmasıyla birlikte bulut hizmeti sağlayıcılarını yeniden değerlendirme sürecine girdi. Bu değişimin ardında yalnızca teknik nedenler değil, aynı zamanda güvenlik ve stratejik özerklik endişeleri de yer alıyor. ABD merkezli teknoloji devlerine olan bağımlılığı azaltmak isteyen firmalar, veri güvenliği ve mahremiyeti konusunda daha fazla söz sahibi olabilecekleri yerli çözümlere yöneliyor.

Ticaret Gerilimleri Bulut Stratejilerini Nasıl Etkiliyor?

Son yıllarda artan ticaret kısıtlamaları ve dijital hizmetlere uygulanan yüksek vergiler, Avrupa’daki firmaları alternatif arayışına itti. Avrupa firmaları, Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı yeni ticaret politikalarının yarattığı baskıyla Amazon Web Services, Google Cloud ve Microsoft Azure gibi devlere olan bağımlılığı sorgulamaya başladı. Artan maliyetlerin yanında veri kontrolü ve gizlilik endişeleri de bu karar sürecinde önemli rol oynuyor.

OVHCloud CEO’su Benjamin Revcolevschi, bulut teknolojilerinin artık yalnızca BT birimlerinin değil, yönetim kurullarının da doğrudan ilgilendiği stratejik bir konu haline geldiğini belirtiyor. Şirketler, yalnızca teknik yeterlilik değil, aynı zamanda siyasi güvenlik arayışıyla da hareket ediyor.

Yapay zekâ yatırımları ve dijital dönüşüm süreçleri için kritik öneme sahip veri merkezleri, bugüne kadar ağırlıklı olarak ABD merkezli firmaların kontrolündeydi. Ancak bu durum, dijital egemenlik tartışmalarını beraberinde getirdi. Avrupa merkezli OVHCloud gibi sağlayıcılar, yüksek vergiler ve dijital hizmet maliyetlerindeki artışın ardından bu alandaki boşluğu doldurmaya başladı.

Fransız telekom şirketi Iliad’ın veri merkezi iştiraki OpCore, yakın zamanda yapay zekâ altyapısı için 3 milyar avroluk bir yatırım planladığını açıkladı. Bu gelişme, Avrupa’daki bulut hizmetlerinin yönünü yerli ve bölgesel çözümlere çevirdiğini gösteriyor.

ABD merkezli teknoloji firmaları, Avrupa’nın artan vergi politikalarından ciddi şekilde etkileniyor. Alphabet’in piyasa değerinde yaşanan yüzde 6,5’lik düşüş, bu baskının somut göstergelerinden biri. Alphabet’in gelirlerinin yüzde 76’sı reklam gelirlerinden oluşuyor ve Avrupa pazarı bu anlamda büyük önem taşıyor. Ticaret gerilimlerinin artması durumunda, Avrupa ülkelerinin dijital hizmet vergilerini yükseltme ihtimali şirketler için büyük bir risk oluşturuyor.

Google gibi firmalar sadece yazılım değil, aynı zamanda donanım ve veri merkezi altyapısı için uluslararası tedarik zincirine bağlı. Bu zincir üzerindeki vergiler arttıkça, firmalar altyapılarını Avrupa’da inşa etmeyi daha cazip bulabilir.

Yalnızca ABD merkezli firmalar değil, Çinli teknoloji devi Alibaba da artan gümrük vergilerinin etkisini hissediyor. ABD’nin Çin’den ithal edilen bazı parçalara uyguladığı yüzde 145 oranındaki gümrük vergisi, Alibaba’nın hisse değerinde yüzde 30’luk bir düşüşe yol açtı.

Alibaba’nın Apple ile yaptığı Çin merkezli ortaklık olumlu bir gelişme olsa da bu iş birliği şirketin ticaret gerilimlerinden kaynaklanan genel kaygılarını gidermeye yetmedi. Bu ortamda, şirketin yapay zekâ ve bulut yatırımlarında yavaşlama yaşanması muhtemel görünüyor. Avrupa’daki şirketler, artık yalnızca hızlı ve verimli bulut hizmeti aramıyor. Yeni karar kriterleri şöyle şekilleniyor:

  • Sağlayıcı siyasi açıdan güvenli mi?
  • Verilerim yerel kalacak mı?
  • Ticaret kuralları değişirse ne olur?

Bu sorular, firmaları Avrupa merkezli veya bölgesel hizmet sağlayıcılara yönlendiriyor. OVHCloud, Iliad’ın OpCore’u, Hetzner ve Scaleway gibi isimler, bu süreçte öne çıkan oyuncular arasında yer alıyor. Küresel ticaret krizleri derinleştikçe, bu tercihler daha da yaygınlaşabilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu