Forum
Raporuna göre, internette güvenlik yazılımı olmayan bir bilgisayarın virüs
kapması 20 dakikadan az sürüyor.
dördüncü yılına giren Küresel İnovasyon Toplantıları kapsamında, sanal dünyanın
daha güvenli hale getirilmesi için yapılması gerekenlerin tartışıldığı bir dizi
beyin fırtınası gerçekleştirildi.
Oturumlara, IBM’nin yanı sıra Facebook, Nokia,
ExxonMobil, Visa ve Toyota’nın da aralarında bulunduğu 95 kuruluşun yetkilileri
katıldı.
Toplantıların ardından IBM tarafından yayımlanan Küresel
İnovasyon Raporunda (Global Innovation Outlook) ise sanal dünyada daha güvenli
ortamlara kavuşulması için önerilere yer verildi.
Raporda, son 20 yılda
güvenlik ve toplum arasındaki ilişkinin giderek daha karmaşık hale geldiğinin
altı çizilerek, günümüzün koşullarına uygun güvenlik stratejileri sunuldu.
Rapora göre, geçtiğimiz yıl 127 milyon kişinin kişisel bilgilerinin
çalındığı sanal dünyada halen 1,4 trilyon kişi internet kullanıyor. Koruma
sistemine sahip olmayan kişisel bir bilgisayarın internet üzerinde virüs kapması
ise 20 dakikadan az sürüyor. Kablosuz aygıtların yüzde 83’ü mutlaka virüs
kaparken, kullanıcı şifrelerinin yüzde 40’ı yalnızca 1 saat içinde
kırılabiliyor.
Buna rağmen internet kullanıcılarının yüzde 63’ü, tüm
erişimlerinde aynı şifreyi kullanmaya devam ediyor. Her 26,4 saniyede bir, bir
otomobilin güvenlik sistemlerine sızılarak soygun gerçekleştiriliyor.
Ağ
saldırılarının yüzde 84’ünün basit güvenlik önlemleriyle engellenebildiği
belirtilen raporda, şirketlerin güvenlik sistemleri konusunda hayata geçirdiği
yeni ve inovatif örneklere de yer veriliyor.
DAMAR GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİ
Bunlardan biri olan Tokyo
Bankası, müşterilerinin tanımasını ve ATM;den güvenli şekilde yüksek tutarda
nakit çekmesini sağlayan el damarı görüntüleme sistemini kullanıyor. Pek çok
kuruluş, güvenlik sistemlerinde, katrilyonda bir yanılma payına sahip parmak
izi, iris tanıma, ses tanıma, yüz tanıma gibi biyometrik yöntemlere yer veriyor.
Bazı şirketler de, insanların aynı DNA profiline sahip olma ihtimalinin yüz
milyarda 1;den az olduğu gerçeğinden hareketle, yeni geliştirilen DNA tanıma
yöntemini kullanıyor.
Suçların fiziksel dünyadan dijital dünyaya doğru
kaydığı belirtilen raporda değinilen konular arasında; güvenlik risklerinin
izlenmesi ve ortadan kaldırılması sorumluluğun, özel sektörle devlet arasında
paylaşılması gerektiği de yer alıyor.
Ayrıca, tehditlerin zararının
ölçümlenme biçimi ve güvenlik ve gizlilik arasındaki ilişki konu ediliyor.
Küreselleşme ve yaygınlaşan dijital teknolojilerin toplumun kökten değişmesine
neden olduğu belirtilirken, bu durumun güvenliğe yönelik tüm kabul edilmiş
yaklaşımları tehdit ettiği de vurgulanıyor.