Siber Tehdit mi, Ticaret Savaşı mı? TP-Link Soruşturmasının Perde Arkası
TP-Link Soruşturmasının Perde Arkası
Dijital çağın getirdiği en büyük meydan okumalardan biri, internet altyapısını oluşturan cihazların güvenliği. ABD hükümeti, son yıllarda özellikle Çin merkezli teknoloji şirketlerine yönelik güvenlik endişelerini sık sık gündeme getirirken, şimdi yeni bir tartışmanın merkezinde TP-Link var. Washington yönetimi, TP-Link’in ürettiği router’ların ulusal güvenlik için bir tehdit oluşturup oluşturmadığını araştıran geniş çaplı bir soruşturma başlattı.

ABD Ticaret, Savunma ve Adalet Bakanlıkları tarafından yürütülen bu soruşturma, TP-Link’in ürünlerinin potansiyel olarak Çin destekli siber saldırılarda kullanılıp kullanılmadığını belirlemeyi amaçlıyor. Microsoft’un 2024 yılında yayımladığı bir rapora göre, Çinli hacker grupları, büyük oranda TP-Link routler’larını içeren geniş bir botnet ağı kontrol ediyor ve bu ağı, Batılı ülkelere yönelik siber saldırılarda kullanılıyor. Bu iddiaların ardından ABD, tedarik zincirinde güvenlik açıklarını araştırmaya başladı ve TP-Link’i hedef aldı.

Ancak bu soruşturmanın arkasında yalnızca güvenlik kaygıları mı var, yoksa bir ticaret savaşının yeni cephesi mi? Çin, ABD ile yıllardır süregelen karmaşık ve devasa ticaret hacmine sahip. Küresel üretimin büyük bir kısmı Çin’den sağlanırken, ABD de Çin için büyük bir Pazar konumunda. İki ülke arasındaki ekonomik ilişki, her iki taraf için de hayati önemde. Ancak bu karşılıklı bağımlılık, Çin’in siber istihbarat stratejilerinde de önemli bir rol oynuyor olabilir. Böylece akıllara bir “Tedarik zinciri zaafiyeti mi söz konusu?” sorusunu getiriyor.

Çin’in, yıllardır farklı bölgelere sattığı elektronik cihazlar üzerinden istihbarat çabasında olduğu bilinen bir gerçek. Özellikle stratejik öneme sahip bölgelerde kullanılan ağ cihazlarının, Çin’in veri toplama süreçlerinde kritik bir araç olarak kullanıldığı yönünde istihbarat raporları mevcut. TP-Link’in, dünya çapında en yaygın kullanılan markalardan biri olması, Pekin yönetimine bu cihazlar üzerinden geniş bir veri erişim imkanı sağlayabilir mi? ABD’nin bu noktadaki en büyük endişesi, bu tür donanımların yalnızca birer ağ yönlendirici olmanın ötesinde, istihbarat toplamak için backdoorlar içerebilecek olması.

Öte yandan, geçmiş yıllarda ABD’nin Çin menşeli teknoloji şirketlerine uyguladığı sert yaptırımlar da göz ardı edilmemeli. Huawei ve ZTE gibi devlerin ABD pazarından dışlanması, Çin’in bu şirketlerin üzerinden siber casusluk yaptığı iddialarıyla gerekçelendirmişti. TP-Link’in de benzer bir kaderle karşı karşıya olup olmayacağı merak konusu.

Şimdi akıllardaki en büyük soru şu: ABD hükümetinin bu hamlesi gerçekten ulusal güvenliği mi koruyor, yoksa küresel teknoloji rekabetinde Çinli üreticilere karşı yeni bir stratejik hamle mi? TP-Link’in akıbeti ve bu soruşturmanın olası sonuçları, küresel teknoloji pazarını nasıl şekillendirecek?

TP-Link’in Kaliforniya merkezli iş biriminin ismi açıklanmayan bir sözcüsü, şirketin potansiyel güvenlik risklerini değerlendirdiğini ve bilinen güvenlik açıklarını çözmek için harekete geçtiğini belirtti. “Güvenlik uygulamalarımızın endüstri güvenlik standartlarıyla tamamen uyumlu olduğunu göstermek ve ABD pazarına, ABD tüketicilerine ve ABD ulusal güvenlik risklerini ele almaya olan devam eden bağlılığımızı göstermek için ABD hükümetiyle etkileşim kurma fırsatlarını memnuniyetle karşılıyoruz.”

Ayrıca TP-Link, ABD’deki ev ve küçük işletmeler için yönlendirici pazarının yaklaşık %65‘ini elinde tutuyor (Fakat TP-Link bunu reddederek son birkaç yıldır paylarının yaklaşık %20 civarında olduğunu, ancak 2024 yılında %36,5’lik birim payına ve %30,7’lik gelir payına ulaştıklarını iddia ediyor.) ve internet iletişim ürünleri Savunma Bakanlığı ve diğer federal hükümet kurumları tarafından kullanılıyor. Şirketin pazar hakimiyeti, en azından kısmen yönlendiricilerinin aşırı düşük maliyetinden kaynaklanıyor. Bunun yanı sıra, bu baskın konum, aşırı düşük fiyatlar ve Wi-Fi 7 routerlarının piyasaya erken sürülmesi sayesinde elde edildiği görülmektedir. Bazıları bunu, ABD pazarını kasıtlı olarak ele geçirme çabası olarak görüyor.

Buna destek olarak TP-Link yetkilisi Barney, “Teknoloji aşırı pahalı olmamalı. Bu ürünleri herkes için erişilebilir kılmaya çalışıyoruz.” demişti. Ancak bu geniş ürün yelpazesi, TP-Link’in rakiplerine kıyasla bu kadar düşük fiyatlarla satış yaparak nasıl kâr elde edebildiği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Eski CNET incelemecisi Dong Ngo, Dong Knows adlı derinlemesine yönlendirici inceleme sitesinde bu konuya dair analizler yapıyor. ABD Adalet Bakanlığı, TP-Link’in tekel girişimlerini yasaklayan bir yasayı ihlal ederek ürünleri üretim maliyetlerinden daha düşük fiyata satıp satmadığını araştırıyor.

ABD TP-Link Yönlendiricilerini Yasaklamayı mı Düşünüyor?
Çinli şirketler ve Çin hükümeti arasındaki bağlantılara dair endişeler yeni değil:
- Huawei’nin ağ ekipmanlarına yönelik yasaklar ve ABD yaptırımları, yıllarca süren siber güvenlik kaygıları ve fikri mülkiyet ihlalleri gerekçesiyle uygulanmıştı.
- TikTok’un yasaklanması, Trump yönetimi tarafından tam anlamıyla uygulanmasa da, ByteDance hâlâ ABD operasyonlarını devretmesi için baskı altında bulunuyor.
Bu tür durumlar, sıradan tüketiciler için karmaşık olabilir. Zayıf güvenlik önlemleri, Çin casusluğu, ABD’nin korumacı politikaları ve büyüyen ticaret savaşı arasındaki çizgiler belirsizleşiyor ve birbirine karışıyor.

Netgear ve TP-Link Rekabeti: Patent İhlali ve Lobi Çalışmaları
Netgear, ABD hükümeti nezdinde Çin ile “siber güvenlik ve stratejik rekabet” konularında lobi faaliyetleri yürütüyor. Bu süreçte, TP-Link’e karşı patent ihlali gerekçesiyle dava açan Netgear, mahkeme kararıyla haklı bulundu. Sonuç olarak, 2024 Eylül ayında TP-Link, Netgear’a 135 milyon dolar tazminat ödemeye mahkûm edildi.

Sonuç olarak, TP-Link soruşturması sadece bir siber güvenlik meselesi değil, aynı zamanda küresel teknoloji piyasasını şekillendirebilecek stratejik bir hamle olarak da görülmelidir. ABD ve Çin arasında büyüyen teknoloji rekabeti, tedarik zincirindeki güvenlik kaygılarını da beraberinde getirmektedir.
TP-Link’in geleceği, sadece teknik güvenlik değil, aynı zamanda ticari stratejiler, rekabet hukukundaki düzenlemeler ve jeopolitik dengelerle de yakından ilişkili olacak gibi görünüyor. Şirketin ABD pazarında varlığını sürdürebilmesi, hem hukuki hem de teknolojik açıdan kendisini nasıl savunacağına bağlı olacak.