5G Yolda Ve Siz Hala WiFi Mı Kullanıyorsunuz? PLTE İle Tanışın!

İnsan gözü 20 milisaniyenin altındaki hareketleri algılayamaz. Günümüz teknolojilerinde biz artık 1 milisaniye gecikmeleri konuşuyoruz.

Yapılan araştırmalara göre insanlar 20 yıl öncesine göre %23 daha hızlı yürüyor. Gecikmelere tahammülün olmadığı bir dünyada yaşıyoruz ve hepimizin bir acelesi var.

“Yeni Normal” ile birlikte artık hepimiz çok daha fazla enerji ve internet kullanıyoruz. Ortaçağda yaşayan bir insana göre günümüz insanı yaklaşık 40 kat daha fazla enerji tüketiyor.

İhtiyaçlar arttıkça, yani talep arttıkça, arz da artıyor.

20 yıl önceki bilgisayarlara gülüp geçiyoruz, telefonun çekmediği yerlere şaşırıyoruz, kamera konulmayan sokakta rahatsız oluyoruz. Arabamıza telefon bağlantısı istiyoruz. Her yerde herkese ulaşalım, her yerde her şeye ulaşalım istiyoruz.

Kabul edelim, zaman bağımlısı olduk.

Geçtiğimiz günlerde Nokia, 5G testlerinde yeni bir rekora imza atarak 4.7 Gbps hızlara ulaştı. Daha yüksek kapasiteleri daha düşük gecikmelerle hayatımıza sunacak olan 5G ile farklı bir iletişim çağına girişin ilk adımlarını izlemeye başladık.

Dünyada çalışan mevcut baz istasyonunun yaklaşık 2 katı kadar endüstriyel tesis ve kampüs var. Fabrikalar, hastaneler, limanlar, üniversiteler gibi bir çok kampüs networkünde hala WiFi kullanılıyor.

Kapasite olarak güvenilmeyen, görev kritik uygulamalar için önerilmeyen WiFi sistemi, kampüs networkünü yöneten son kullanıcıların kabloya olan bağımlılığını maalesef çözmüyor.

Basit bir hesapla, toplamda 5.000 uca sahip orta ve büyük ölçekli bir fabrikada, yaklaşık 150 adet kenar anahtar, 15 adet dağıtım anahtarı ve en az 2 adet omurga anahtar var. 5.000 uç sonlandırmasını saymazsak, 250 km bakır, 25 km fiber kablo var. Bunların iyimser tahminler olduğunu da belirtmeliyim.

Bu kadar yatırımın bir de işletme maliyeti var. Maliyetleri kenara koyarsak, yönetim zorluğundan dolayı, “çalışıyorsa elleme” modelinde, gelişime kapalı sistemler elimizde kalanlar.

Bunca sorunla boğuşan network yöneticisi, WiFi 6 ile birlikte bir miktar heyecan duyup bazı görev kritik uygulamaları kablosuz olarak çalıştırmayı hayal etse de, teoride ve pratikte ortaya çıkan sonuçlardan dolayı yeni kenar anahtarlar almaya, yeni kablolar çekmeye devam ediyor.

Kilo ile switch” alan çok firma ve müteahhit gördüm açıkçası bugüne kadar.

Peki WiFi ile Yapamayıp PLTE İle Yapabileceklerimiz Neler?

1- Kablosuz Yüksek Hızlı Veri Aktarımı

HD bir kamera ile alınan yüksek çözünürlüklü görüntüyü anlık olarak kablosuz ağlardan taşımak artık mümkün. Birçok endüstriyel ortamda kablolu altyapılarla sağlanan IPCCTV veya Video/Scene Analitik ihtiyaçlarını kablosuz olarak ilettiğinizi hayal edin.

Ya da linke tıklayıp izleyin : https://www.youtube.com/watch?v=_pwsWZNp79A

2- Daha Düşük Gecikme (Latency) ve Tepki Süresi

Standartların altında kalan gecikme süreleri sebebi ile otokontrol sistemlerini devreye almak konusunda çekinceler oluşmuş durumda. Kullandığınız telsiz sistemini PLTE’ye taşıyabilirsiniz, çünkü gecikme ve kapasite sorununuz artık olmayacak. Üretim hattına birisi girdiğinde anında sistemi durdurmak isteyebilirsiniz, bunu kablosuz yaptığınızı hayal edin. Ya da “sosyal mesafeyi koruma” amacıyla çalışanlarınız arasındaki mesafeyi sürekli ölçen “positioning” sistemlerini PLTE üzerinden yönettiğinizi hayal edin.

Şuraya bir link bırakıyorum sizler için; https://www.youtube.com/watch?v=0goMHe1UOkM

3- Kapsama Alanı Hassasiyeti

Metal ağırlıklı endüstriyel üretim tesislerinde yeterli kapsama alanı kablosuz sistemlerle oluşturulamıyor. Bir kere “WiFi” ağına düşmüş tesis ise, kapsama alanını iyileştirmek için sürekli yeni Access Point(AP) eklemek zorunda kalıyor. Size bir kampüste ortalama her 8 WiFi AP yerine 1 PLTE Baz İstasyonu koymanızın yeterli olduğunu söylesem? Kampüsünüzde 80 WiFi AP varsa 10 PLTE baz istasyonu ile aynı kapsamayı sağlayabilirsiniz, üstelik yukarıda sayılan tüm “use-case”leri ve daha fazlasını aynı altyapı üzerinde çalıştırabilirsiniz. Mesela Nokia, kendi baz istasyonu fabrikasında 12 tane “use-case”i, yani uygulamayı aynı altyapı üzerinden sağlayıp, %20’nin üzerinde verimlilik sağlamış bir firma.

Linki burada : https://www.youtube.com/watch?v=E02Bqblce7E

SADED :

Gelelim sadede…

  1. Bugün yapacağınız/yaptığınız WiFi yatırım maliyetlerine, kendi PLTE altyapınıza sahip olabilirsiniz. “Papatya Modeli” dediğimiz yapı ile, merkeze konumlandıracağınız “Connectivity” altyapısının etrafına, istediğiniz uygulamayı (video/scene analitik, indoor/outdoor positioning, VoIP Push To Talk Telsiz Sistemleri vb.) yerleştirebilir ve istediğiniz gibi genişletebilirsiniz.
  2.  PLTE için 5G’yi beklemenize gerek yok. Mevcuttaki 4.5G frekansları ile de, 5G için öngörülen 160 “use-case”in %85’ini hayata geçirebilirsiniz.
  3. 4.5G ile yapılacak PLTE yatırımı, “5G Ready” olarak yapılabilir ve en düşük maliyetlerle 5G geçişi sağlanabilir.
  4. PLTE ile, kendi “Edge Cloud” altyapınıza sahip olabilirsiniz ya da operatörlerden de bu çözümü alabilirsiniz. Kurulumu kolay, planlaması ve işletmesi çok daha düşük maliyetli sistemler artık elinizin altında. Linkteki videoyu izlediğinizde fikrinizin değişeceğini düşünüyorum; https://www.youtube.com/watch?v=WvZBLWyoFNQ&t=27s
  5. Ülkemizde 5G’nin enterprise son kullanıcılar için nasıl bir frekans tahsisi yapacağı henüz belli olmasa da, Almanya, Fransa, Japonya, İngiltere gibi ülkeler çoktan bu frekansların tahsisini ve ihalesini yaptılar.

Detaylı bilgi almak isterseniz, bizlere her zaman ulaşabilirsiniz.

Exit mobile version